17 Ağustos 2012 Cuma

Merhaba....
uzun zamandır yazmamışım değil mi?
bu bloga her girişimde geçmişimi izliyorum sanki.
29 Nisan 2012'de evlendim :)
Ve Bakü'ye yerleştim.
Tabi işten ayrılmak durumunda kaldım.
Ne tuhaf! İşten ayrılmak isterken şimdi de evde kafayı yiyecek gibi oluyorum:(
Burda bir Türk arkadaşım var.Eşimin şirketten arkadaşının eşi.İlk zamanlar onunla vakit geçiriyorduk,geziyorduk,hatta Ramazan'dan önce Kur'an hatimine başlamıştık,ama Ramazan başlayalı beri full evdeyim,delirecem :((
Bir de burda hava çok sıcak.Dışarı çıkılacak gibi değil...
Sabahları salona gelip klimayı açıp kanepede uyuyakalıyorum :))
1 ay önce evimize yavru muhabbet kuşu aldım.Adı tipsiz :) 2 aylık.Ya gerçekten bebekten hiç farkı yok :)
Sürekli ilgi,bulduğu heryere aşırı sıçma,kafesi kapatınca deli olma...Bir de hastalandı şimdi yediklerini öğütemiyor...gittim pet shop'a kuş kumu almaya satıcı adam gamsız gamsız yok dedi:(
Ben de gaga taşı aldım kırıp mamasına ekliyorum...doğru mu yapıyorum bilmiyorum...
Bir de sadece tek kelime biliyor.Mesela cik diyelim o kelimeye biz.Sabah akşam cik diye ötüyor ya.
Düşünsenize gün boyu aynı tonda ve aynı kelimede bir ötüş.Çin işkencesi gibi :))
Velhasıl bu kuşu biraz şımarttım galiba.Demek ki ben çocuk yetiştirsem şımarık bir çocuk olacak.Burdan bu sonucu çıkarttım :)))
Bu arada 5 haftalık hamileyim...Evet çok erken oldu...Biliyorum...İstenmeden oldu ama...Düşünsenize doktora gittip derdimi anlattıyorum doktor gülüp tebrik ediyor beni,ben ağlıyorum...
İlk zamanlarda her sabah bağıra bağıra ağlıyordum :(
Şimdi yavaş yavaş kabulleniyorum sanırım...
Çünkü başka çarem yok...
Bilmiyorum.Bu halimle kim beni işe alır zaten.
Okul arkadaşlarım birer birer işe girip çalışırken ben evli yüklü bir ev hanımı oldum.Üstelik kendi rızamla.
Kendimi mi suçlamalıyım,yoksa kabullenmeli miyim?
Bilmiyorum....



10 Kasım 2011 Perşembe

Yeniden başlasın...

Merhaba sevgili blog kardeş.

Nasılsın? uzun süredir yazmamışım.en son kaldığım yerden başlayayım bari.

Bugün kurban bayramının son günü.Yarın iş var :( Evet işe girdim,yaklaşık 7 aydır aynı yerde çalışıyorum.Yok arkadaş ya bu iş-çalışma olayını da sevemedim ben Eski yazılara baktım da ne dert etmişim işsizliği...Aman çalışma hayatı bir bayana göre değil bence ya...İşin yoksa Takıntılı kaprisli dengesiz insanlarla uğraş dur...Gerçi belki her işyeri böyle değildir bilemiyorum ama ne gerek var...Kocanız zenginse hiç çalışmayın bayan arkadaşlarım oturun evinizin kraliçesi olun...

Öğrenim kredisi borcunuzu o ödesin,sigortanızı o ödesin...

Çalışmak zorunda olan arkadaşlarıma da kolaylıklar diliyorum...

Zaten Aralık ayında işten çıkmayı düşünüyorum çünkü memnun değilim.

Bu arada sözlendim! Şuan harıl harıl nişan için yer bakıyoruz...Sevgilim Bakü'de çalışıyor artık...

Şimdilik bu kadar...

22 Ocak 2011 Cumartesi

Ters tepki

Bizim apartmanda her hafta cuma günü bir komşuda toplanılır.Kur'an okunur.
Dün mevlüt sırası bizdeydi.Bütün komşular geldi.
Şimdi mevlütün okunduğu ev hangisiyse o evin sahibi bir dilek diliyor diğer komşular da o dileğin olması için tesbih çekiyor amin diyor.Annem benim işe girmem için dua etti:) Geçen hafta da 4444 tefriciye çekmişlerdi.Yine benim işe girmem için:)
Efendim dualar okundu bitti biz ikramlara başladık.Yaklaşık bi 13 kişiyiz.Çoluk çocuk.Çayları dolduruyorum bi yandan getir götür derken akşam oldu.Komşular kalktı yavaş yavaş.Ben de yorgunum biraz.Dedim şu Basın ilan kurumunun sonucuna bakayım açıklanmış mı..
Açıklanmış.Ama ben yokum listede..
Ona bi üzüldüm.
Sonra cep telefonuma mesaj geldi Ziraat'ten.2. yerleştirmelere de giremediğinizi üzülerek belirtiriz diye..
Ona daha çok üzüldüm.
Şimdi hiç neşem yok.Bütün umutlarım bitti,gücüm tükendi sanki.Hiçbir zaman iş bulamayacakmışım gibi...

20 Ocak 2011 Perşembe

Hala işsizim:) aslında komikmiş gibi duruyor ama gel birde bana sor.6 ay oldu arkadaş ya.offff diyorum.Artık sinir stres neyin kalmadı.Yaşıyorum öylesine.Eylül ayında Ziraat'in sınavına girmiştim.Kazandım da.Gelgelelim mülakatta kaybettim.Zaten sınava gir çık sonucu bekle mülakata gir çık sonucu bekle ha oldu olacak derken 3 ay geçti..sonuç yine sıfır...
Artık dedim bu böyle olmayacak,arkadaşlar da girdi biyere,kıçı kırık yerler de olsa ne zaman buluşsak hava basıyorlar..sen de bul kızım artık dedim kendime...Daha önceleri kariyer.netten iş bakan ben...açtım gazetelerin sarı sayfalarını...
şimdi muhasebe deneyimi yok.sekreterlik desen üniversite mezunu istemiyolar.Aramalar etmeler filan derken,
dün akşam internette bi siteden ön muhasebe elemanı ilanı buldum.Aradım.Dedi ki adam biz yetiştirmek için eleman arıyoruz.Ama maaşımız bukadarcık.Hmm öyle mi kem küm ettim peki sağolun dedim kapattım telefonu.Sonra düşündüm dedim ki kızım salaklaşma..odana halı almak istiyorsun paran yok alamıyorsun.şifonyer yaptırıcan yine paran yok.Deneyimin yok bilgin yok.Bu havalar kime.Sabah kalktım aradım yine orayı.Dedim ben geliyorum adres lütfen :)
Adres YEDPA ticaret merkezi dedi bana.Tamam dedim .hemen iett'de baktım direk otobüs var bizim burdan.Yalnız 50 dakikada bir geçiyor.Olsun dedim.çıktım yola bindim otobüse gidiyorum.Yolda da düşünüyorum 'kızım hadi yine iyisin,kaptın fıstık gibi işi,ticaret merkezi yaa havalı mekan yani..' tarzı şeyler geçiyo kafamdan..Neyse indim otobüsten annemle girdik içeri yürüyoruz.Yalnız etrafta kamyonlar arabalar..oto tamircileri.. hiç cafe filan da yok? dur şu kapıdan bi girelim derken kapkaranlık vede korkutucu bir yapıya girdik..direk kaçasım geldi..bütün hayallerim yıkılmıştı..dükkanı bulduk,görüşme 5 dakika sürdü,oldu iyigünler dedik,uzun vede karanlık yolu geri döndük,otobüsü kaçırdığımız için 50 dakika bekledikten sonra binip eve döndük...
(not;ayrıyeten otobüs bizi kaç durak ilerde indirdi,bindiğimiz yerde durmuyomuş bide eve kadar yürüdük..)

24 Haziran 2010 Perşembe

Bilmiyorum

Canım acayip sıkkın.hala iş bulamadım.evde oturup depresyona girmekle meşgulüm.Rüyalarımda eski okulumu görüyorum.Eski arkadaşlarımı görüyorum.Çok lazımmış gibi yaşadığım tatsız olayları görüyorum da hatta..
Bol keseden çağrı merkezi için arıyorlar.Kulağım hassas benim kardeşim,2 günde pilim biter!Ayrıca zaten panik atak var bide millet telefonda bağırır bilmem küfür müfür ederse o dakka bayılır kalırım heralde..Yok herkes yapamaz o işi...bence...
Zaten bide belirsizlikler sarmış dört bir yanımı..Kasım'da sevgilim gelicek yurtdışından,geldiğimin günün ertesi istiyicem seni diyo..Ama ben sanki hazır değilim gibi.23 yaşında olmama rağmen,aynada en fazla 19 görünüyorum.Tabi bu en başta güzel gibi görünebilir.Ama benimki fazlaca küçük gösterme.hani minyon tipli olsam filan tamam da.O da yok yani.boy kilo indeksi gayet güzel.Yüzden kaybediyorum.yüz en fazla 19 um ben diyo.Yüzüm yalan söylüyo..
Ne diyodum,evet hazır değilim.Şimdi bu benim sevgilim yaklaşık 2 yıldır filan yurtdışında çalışıyor.Eğer 3 yılı doldurursa çalıştığı ülke (Katar) buna yüksek bi ikramiye mi ne vercekmiş.Bu sebeple 2011 nisanda evlenelim diyor.(Türkiye'ye sadece 6 ayda bir 15 günlüğüne gelme izni var 2010 kasımda isteyecek,2011 nisanda evlenecez..Şaka gibi dimi...)Tamam evlenmesine evlenelim ama bu beni alıp Katar'a götürecek..
Nası bi ülkedir,ne yer ne içeriz bilmem ki..Ayrıca bakalım oraları sevicemmi...Bilmiyorum...Bilmiyorum...

7 Haziran 2010 Pazartesi

Attık Tuttuk...

Harbiden okul bitti...
evdeyim cuma'dan beri.sözde iş ilanlarına bakıyorum bilgisayarda.bütün şirketlerin genel kriterleri 2 noktada toplanıyor:
1)çok iyi düzeyde ingilizce bilgisine sahip olmak
2)abuzıttırıbıt konusunda en az 3 yıl deneyimli olmak.yani bi yüzde 90 bunu istiyor.ulan ben nerde deneyim kazanıyım bu okullar niye mezun veriyor sevgili deneyimci firma..
Hadi bikaç yeni mezun alımlarında istenmiyor.Ama ingilizce kesin yani.
Zaten sıkıldım da evde.otur otur..sevgilim 4 aydan önce bekleme dedi :(
Hava da nasıl yağmurlu.bugün bizim buranın pazarı var,yağmurlu diye açmamış kimse tezgah..boş boş dolandım durdum.
Finallere çalışırken bile pazara gideceğim günü hayal ediyordum ben ya o derece yani seviyorum pazarı yani ama gel gör ki...
Kpss var 10 temmuzda.

4 Haziran 2010 Cuma

Gidiyorum...

bugün cuma...okulum bugün bitiyor.içimde garip bir burukluk var.4 yıldır bugünü bekliyordum.günler günleri kovalasın istiyordum.duramıyordum bu küçük şehirde,boğuyordu beni sıkıntı veriyordu...
ama bugün,bu şehir bana buruk bakıyor.yine içimi acıtıyor,kötü kötü bakıyor ama o kinli bakışların altında bir hüzün var sanki.kimbilir,belki de aynadaki yansımamdır bu hüzünler...
akşam 4'te stadyumda kep törenimiz var.herkesin ailesi full kadro gelirken,benim yalnızca annem geldi.
ama olsun dert etmiyorum.
mezuniyet balomuz da çok güzel geçti.unutamayacağım bir geceydi.eskişehir 222 süper bir yermiş! eh tabi güzel dostlar ve sevgilin de yanında olunca tadından yenmedi...
mezuniyet fotoğrafı çektirdim,pikniklere gittim,okula gidip geldim,sınavlara çalıştım,hatta bazen çalışmadan gittim,çok feci hastalandığım günler oldu,medet umduğum insanlar oldu,nefret ettiğim,sürtüştüğüm,sıkıca sarıldığım,ağladığım insanlar oldu..kar yağdı güneş açtı...yolları adımladım,minibüse bindim,yemek yapabilmeyi,kendime bakabilmeyi öğrendim...
burası küçük bir hediye daha verdi bana..panik atak...
evet,akşam dokuzbuçukta istanbul'a otobüs var...hoşçakal küçük şehrim...belki yine geçerim buradan....kendine iyi bak...hoş sen işini bilirsin ya...

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Bayadır yazmamışım buraya.bugün nedense aklıma geldi burası.5 dk önce deli gibi ağlama hissi vardı.şimdi daha bi iyiyim sanki...
okulum bitmek üzere.4 Haziran'da kep töreni var.ondan önce mezuniyet balosu var.sevgilim hala yurtdışında.baloya gelmek için şirketten izin almış.
balomuz Eskişehir'de olacak.off çok uzak diye söylendim önceleri ama elbiseyi aldık kuaförden randevu aldık falan iyice havaya girdim yani.bide elbisemi giyince gidesim geliyo baloya nedense :) çıkarınca gidesim gidiyor ama...
bi de sevgilimin gelmesi konusunda tereddütlüydüm.uçakla 4 saatlik bir yolculuktan sonra otobüsle de 4 saatlik bir yolculuk yapıp yanıma gelecek.ben 'ya yorulmayacak mısın' filan diyince 'yorulucam ama olsun,yoksa beni yanında istemiyomusun^?' dedi.ben de bişey diyemedim tabi.
ama hakkaten yorulcak abi.nebiliim...bide burdan kalk eskişehire git..ayrıca gece üçe kadar sürecekmiş.o saate kadar uykum gelir!
off...bide finaller var haftaya.otur onlara çalış.üstelik 4 dersten ortalama altıyım:((
gelecek planı yapmak çok zor biliyomusun.ayrıca kurduğun planların hiçbiri de tutmuyor...
zaten karnım da aç.dürüm döner söyledim kalem kadar bişey geldi,doymadım tabi...
off oda arkadaşım harıl harıl ders çalışıyor.sabahtan beri facebookda takıldım,odayı süpürdüm(ki hiç yapmadığım bişey) he bide cazibe hanımın gündüz düşleri diye bi film izledim.hiçbişey anlamadım o da ayrı tabii...
umarım tüm derslerimi veririm.umarım balom güzel geçer.umarım sevgilim trde bir iş bulur da bu hasret biter...

12 Ocak 2010 Salı

madde mi ağır,mana mı ?

Günlerden salı...geceye doğru yaklaşıyoruz.Belki de vardık.Bugün arkadaşa yemeğe gittik.güzel müzikler dinledik.bitek sevgilim eksikti yanımda.hatta gereksiz olan herşey vardı da,gerekli olan tek şey yok gibiydi...
sevgilim bazen bir haftalığına benim için Türkiye'ye gelir.onu İstanbul'da karşılamaya giderim.yolda geçen heyecan,endişe,merak,korku ve en önemlisi sevinç...içime sığmayan,yan koltukta uyuyan kıza anlatmak isteyeceğim bir sevinç olur içimde.
Sonra ver elini istiklal.sevgilim beni istiklal caddesi kadar seviyor mu bilmiyorum ama belki de en güzeli,yolları onunla elele adımlamak,yanında,sayılı günlerin,saatlerin,dakikaların olduğunu bilerek ellerine saha sıkı sarılmak,yanyana giderken daha bir sokulmak...
O sürekli değişir.Bazen sevecen olur,bazen inatçı,eserekli,korkutucu,aşırı bağlı...Bazen de hepsi birden olur.Sonra saçları uzun olur.gözleri kısık olur.evden telefon açtığım 17 yaşlarım gelir aklıma...zengin olur bazen.bazen de ben en doğudayken,yattığım küçük odada hayalini getirir yatağıma.ışıklarla doldurur önce,sonra saçlarımı tel tel okşar,nefesiyle geceyi sabah eder...
sonra bekletir beni.suskun olurum işte o zaman.gözlerim dolar ama ne akıtırım,ne bağırıp çağırırım.susarım.beklerim.
sonra gelir aniden! uzatır ellerini,belimden kavrayıp,gözlerini gözüme diker.eğilirim iyice görmek için.ama vakti vardır.henüz dokunduğu kirlerden arınmamıştır.
Ben yine beklerim.
Sonra yine gider,düşlerin içinde bırakıp,gözlerimi yere eğdirip...
Gitmek nedir? ruh gidebilir mi ? gidemez. hayal mi gerçek mi diye sormadın mı hiç ? rüyalarında buluşmadın mı menzille ? üstelik hiç bir yerde ve mekanda olmadığı kadar çok doluydu ...
havaya dokununca görmek,başını çevirince gözlerinle havada onu onu görmek,sözlerini duyurmak,yazılarını yazmak,orda durup ona bakmak..
özünü katar o sevgiye.ve sen susarak seversin.dokunarak,hissederek,görerek,haykırarak,okşayarak,kumlara iz bırakarak,yolları adımlayarak,gözlerini onunla bir noktada bırakarak ...
ellerini yüzümden çekme!
asla gözlerini ruhumdan...
en derinindeki çöllerdesin,kumları senin benim....

17 Kasım 2009 Salı

Bazen diyorum ki kendime,eskiden ne kadar malmışım,çok safmışım bilmem ne...
darbeleri yedikçe kendine geliyo insan.o anda dünyanın en beter durumunda olduğunu düşünüyosun ama bi süre sonra takmamak istiyosun.
Her şeyi kafaya takan bi insanım.Bi kere bi arkadaşla konuşurken 2 yıl yurtta kaldım sonra eve çıktım yarım dönem evde kaldım,orda çıkıp eski yurda geri döndüm şimdi de başka bi aparttayım dedim. kız bana 'ahaa amma da yer değiştirmişsin ' dedi.tam 1 hafta kafaya taktım lan ben bu cümleyi.niye dedi.ne demek istedi falan die.lan nie takıosun ki.ölesine dedi.eşşeğin bilmemnesi için dedi.ağzından çıktı dedi...
diye düşünüyo insan sonradan.
birisi saçın güzel olmamış dese aklımdan çıkmaz aşkama kadar saçı çeke çeke düzeltmek isterim.üstündeki olmamış dese çıkarırım.hayır yani ben beğendiğim halde çıkarırım.takık olmak çok kötü ya....
Aşkım seni çok özledim...günlerdir taksimde gezeceğimiz zamanlar geliyo aklıma.az kaldı ya.o yüzden sanırım :)

;;